29 Kasım 2014 Cumartesi

Incir Kuslari

         Bosna, yuregi buruk, basi dik yuruyen, gururunu asla ayaklar altina almayan mahsun Bosna...               

         Nasil unutulur 1990-1992 yillari. Henuz 4 yasindaydim. Babamin is yerinde kucuk bir kumbara vardi. Uzerinde de gozleri dolu dolu bakan kucuk bir cocuk resmi... Sordum babama "Kim bu cocuk?" "Bosnanin masum yuregi o kizim. Bizlere, yardimlarimiza ihtiyaclari var, ulkelerinde savas var, agliyor Bosnali cocuklar" dedi. O gun bir cocugun yuregi yuregime dokundu.  "Ben bir bosnaliyim" yazisi yazan sapka almisti babam. Evet, ben yuregi Bosnayla atan evladi Fatihanin cocugu bir Turk kiziydim. Buyudukce ogrendim Bosnayi, okudukca anladim Aliya Izzet Begovicin asaletini.
      Sinan Akyuzun satirlarindan anlatilan  "Incir Kuslari" yureginize dokunacak kitaplardan bir tanesi. Zaman zaman gozyaslarimla sayfalarini islattigim, zaman zaman askin kokusunu burnumun ucunda hissetigim "Incir Kuslari" eminim sizin de en guzel bas ucu kitabiniz olacaktir. lste kisaca "Incir Kuslari`nin" konusu:

         "Bir zamanlar komşu olarak mutlu bir hayat süren insanlardan biri Müslüman ve diğeri Hristiyan iki genç bir kıza aşık olur fakat onlardan sadece biri aşkına karşılık bulur. Diğeri ise kırık bir kalp ile yaşamak zorundadır.



Gün gelir ve savaş patlak verir. Kader yine garip oyunlarından birini oynar ve aşkına karşılık bulamayan genç karşısında bir zamanla onun yerine başkasını tercih edip kalbini kıran kızı bulur. Artık tek fark ikisi de farklı taraftadırlar ve bir araya geliş sadece ölümün habercisidir.



Suada adındaki kızın hayatından bir kesit gibi anlatılan ve Bosna savaşına dair birçok gizli kalmış gerçekleri ortaya çıkartan İncir Kuşları romanı özellikle çarpıcı sonu ile dikkat çekiyor. Aşkı ve savaşı bir arada sunan ve ikisinin de yıkıcılığını ortaya koyan kitap gerçekten okuma değer mükemmel bir eser."

           
            Sevgilerimle....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder